7 Şubat 2016 Pazar

Mısra (Dize)

Edebiyatta, bir nazım parçasını oluşturan her bir satıra 'mısra' adı verilir. Belli bir biimi olan en küçük nazım birimidir. Kısaca 'şiir cümlesi' dir.Tüm şiir cümlelerinin içinde anlamlarıyla diğer mısraları gölgede bırakan iki şiir cümlesi vardır.

Mısra-ı Berceste: Güçlü bir manası olan, ezberlenmesi kolay olduğu için hemen hatırlanabilen, anlam dolgunluğu ile dillerde dolaşan mısralardır. Öz ve güzellik bakımından atasözüne benzerler.

- Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhât gibi (Muhibbî)
- Her Ali Haydar değildir, denilmez her seyfe Zülfkâr! (Keçecizade İzzet Molla)
- Vakt-i şadi de gelir, mevsim-i mihnet de geçer! (Şeyh Galib)
- Sorsalar mağdurunu gaddar kendin gösterir! (Koca Ragıp Paşa)
- Zalim beni söyletme, derunumda neler var! (Leyla Hanım)
- Kendi derdi gönlümün billâh gelmez yâdına! (Namık Kemal)

Mısra-ı Azade: Herhangi bir nazım parçası içinde olmayan, şiirden alınmış ancak gücü dolayısıyla şiirdeki diğer mısraların öneminin sıfırlamış tek mısraya denir.

- Ne ararsan bulunur derde devâdan gayrı (Sultan II. Mahmut'un, hekimbaşısı Abdülhak Molla'nın ecza dolabının üstüne yazdığı bir mısra-ı azade)
- Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur! (Şeyhülislam Yahya)
- Gün doğmadan meşîme-i şebden neler doğar (Kırımlı Rahmi)
- Zedüş-i palan vursan eşek yine eşektir
   Nush ile usalnmayanın hakkı kötektir. (Ziya paşa) 
- Neler yapmadık bu vatan için:  Kimimiz öldük, kimimiz nutuk çektik.  ( Orhan Veli)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder