Betimleme, en basit deyişle kelimelerle resim çizme sanatıdır. Yazarın, dış dünya ve varlıklar ile ilgili gözlemlerini, algılarını okura anlattığı, okurun anlatılanları sanki oradaymışçasına gözünde tüm ayrntılarıyla canlandırabildiği anlatımlara 'betimleyici anlatım' denir. Yazarın anlattığı, tamamen gözlemine dayalıdır. Betimleyici anlatımda ayrıntıların önemi büyüktür. Bu ayrıntılar, genelden özele ya da özelden genele doğru gidebilir. Örneğin, bir karacanın en dikkat çeken yeri ola gözlerinden başlayarak tüm vücudunun anlatılması, özelden genele doğru gitmedir; bir bahçenin genel görünümünden başlayarak en güzel çiçeği olan güllerin anlatılması ise genelden özele doğru bir betimlemedir. Betimleme, amaçlarına ve konularna göre ikiye ayrılır:
Konularına göre betimleme: Dünyada var olan herşey, betimlenebilir. Tüm dünyayı en basit haliyle kategorilerine ayıracak olursak: insan betimlemesi, hayvan betimlemesi, doğa betimlemesi, olay betimlemesi ve eşya betimlemesi.
Amaçlarına göre betimleme: açıklatıcı - teknik betimleme, sanatsal - izlenimsel betimleme. Açıklayıcı - teknik betimlemede yazar, kendi kişisel görüşlerini betimlemeye katmaz, yorum yapmaz. Gözlemini, en objektif şekilde anlatır. Sanatsal - izlenimsel betimlemede ise okuyucu, betimlediği şey hakkında yazarın ne düşündüğünü bilir, betimleme subjektiftir.
"Bulunduğumuz yer denizden bin beş yüz metre kadar
yüksekte idi. Akcedil; ay iskelesinin önünde duran kayıklar, ağaçların
arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı. Karşıda
Burhaniye'nin arkasında yatan Madra dağları şekilsiz bir yığından
ibaretti. Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta
uzaklarda açıklı koyulu gölgelere bürünen Midilli Adası'na kadar
uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler içinde gökle
birleşiyordu. Kazdağı'nın körfeze kadar yaklaşan eteklerini
sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve biçimde, irili ufaklı
dağlar ve tepeler çeviriyordu. Arkamızda Sarıkız, bu dağların en yüksek
tepesi, ağaçsız başını beyaz bulutlara uzatıyordu."
"Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde
hükümet konağının bulunduğu meydana çıkıyordu. Hükümet konağı en
azından yüz yıllık bir taş yapı idi. Onun tam karşısında, hükümet
konağına göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu.
Belediye binası ile Şehir Parkı birbirine bitişikti. Parkın içinde, yaz -
kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçedeki
iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında
duruyordu..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder