16 Ocak 2016 Cumartesi

Bağlaç

Eş görevli sözcükleri, söz öbeklerini, cümleleri birbirine bağlayan ya da çeşitli anlam ilgileri kuran sözcük veya söz öbekleridir. Tek başlarına bir anlam ifade etmezler. Başlıca bağlaçlar: "ve, veya, ya, ya da, yahut, veyahut, ile, yalnız, ancak, ama, fakat, lakin, ne var ki, de, bile, dahi, ki, öyle ki, öyleyse, oysa, oysaki, ise, madem, mademki, meğer, meğerki, meğerse, yeter ki, halbuki, çünkü, hatta, yoksa, ne… ne, ya… ya, hem… hem, bir… bir, gerek… gerek, ister… ister, olsun… olsun..."

've' bağlacı: Eş görevli sözcükleri ve cümleleri birbirine bağlarlar. Birliktelik anlamı katarlar.
"Futbolcular, bitkin ve mutsuz görünüyor."
"Bahçedeki otları yoldum ve bir köşeye yığdım."

'ile' bağlacı: Çoğu zaman "ve" bağlacı ile eş görevde kullanılır ancak "ile" bağlacı cümleleri birbirine bağlamaz. Cümleleri birbirine bağlayan 'ile', edat görevlidir. Bunu ayırabilmenin yolu, 'ile' gördüğümüz yere 've' getirilmesidir. Eğer cümlede bir anlam bozulması olmuyorsa 'ile' bağlaçtır, eğer anlam bozuluyorsa edattır.
"Eylül ile nisan, onun için ayların en güzeliydi." (Eylül ve nisan onun için ayların en güzeliydi. --> bağlaç)
"Bu para ile nasıl geçinebileceğimi bilmiyorum." (Bu para ve nasıl geçinebileceğimi bilmiyorum. --> edat)

"ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, oysa, oysaki, halbuki" bağlaçları: Karşıtlık anlamı kazandıran bağlaçlardır. Genellikle cümleleri birbirine bağlama görevi üstlenirler:
"Kitabı daha bitiremedim ama severek okuyorum."
"İyi koştu fakat birinci olamadı."
"Benimki aşk değil lakin onu çok seviyorum."
"Kimsesi yoktu ancak kendine bakabilecek kadar güçlüydü."
"Çalışkan bir çocuk yalnız çok yaramaz."
"Oysa ne çok güvenmiştim sana." (Öncesindeki bir cümleye atıfta bulunur.)
"Paketi zamanında yerine ulaştıramadım oysaki çok erken çıkmıştım yola."
"Arabayla gideceğini biliyordu halbuki." (Öncesindeki bir cümleye bağlamış.)
Not: "ancak" bağlacı, cümledeki anlamına göre edat ya da zarf görevinde de kullanılabilir. Bunu anlamak için bağlaç yerine farklı bir kelime getirmek gerekir. Buna göre cümledeki "ancak" yerine "sadece" kelimesi getirilebiliyorsa edat, "olsa olsa, en çok, daha çok, güçlükle" kelimelerinden herhangi biri getirilebiliyorsa zarf, "ama, fakat" sözcüklerinden biri getirilebiliyorsa bağlaçtır. 
"Ancak kendisi bu işi başarabilirdi." (Sadece kendisi bu işi başarabilirdi --> edat)
"Yollar buzlu olduğundan eve ancak gelebildi." (Yollar buzlu olduğundan eve güçlükle gelebildi. --> zarf)
"Cenazesine katılamadı ancak kargo ile çelenk gönderdi." (Cenazesine katılamadı fakat kargo ile çelenk gönderdi --> bağlaç)
Not: "yalnız" bağlacı, cümledeki anlamına göre sıfat, zarf, bağlaç ya da edat olabilir. Buna göre bir ismi niteliyorsa sıfat, bir fiil ya da fiilimsiyi niteliyorsa zarf, yerine "ama, fakat" getirilebiliyorsa bağlaç, yerine 'sadece' getirilebiliyorsa edattır.
"Kırşehir’e kadar yalnız onun için gittim." (Kırşehir'e kadar sadece onun için gittim --> edat)
"Kırşehir’e kadar gittim; yalnız Boztepe’ye uğramadım." (Kırşehir'e kadar gittim; fakat Boztepe'ye uğramadım --> bağlaç)
"Kırşehir’e kadar yalnız gittim." (Nasıl gittim? yalnız. Fiili nitelediği için zarf.)
"Ankara, yalnız bir hayat sürmek için ideal yerdir." (Nasıl bir hayat? yalnız. İsmi nitelediği için sıfat.)

"ki" bağlacı: Daha çok cümleleri bağlama görevinde kullanılır. 'ki' bağlacından sonra gelen cümle, önceki cümlenin açıklayıcısı olur. 'ki' bağlacı mutlaka ayrı yazılır, bu yüzden ses olaylarına uğramaz.
"Canı sıkılmış ki bizimle gelmedi."
"Artık erken yatmalı ki okula geç kalmasın.
Not: 'ki' bağlaç olduğu gibi, ilgi eki ya da sıfat yapan 'ki' de olabilir. Ayırabilmek için şunlara dikkat etmek gerekir: ilgi eki olan -ki, ek olduğu için birleşik yazılır ve bir ismin yerini tutar, sıfat yapan -ki de birleşik yazılır ve adı üstünde, eklendiği sözcük sıfat görevindedir. Bağlaç olan ki ise ayrı yazılır ve cümleleri bağlar.

'de' bağlacı: Eklendiği cümlede eşitlik, gibilik, katılma.. gibi anlam ilgilerini pekiştirmek için kullanılır. Cümlede diğer sözcüklerden ayrı yazılır ve cümleden atıldığında, cümlenin anlamında daralma olsa bile bozulma olmaz. Bu yönüyle ismin hal eki olan "-de" ve yapım eki olan "-de" eklerinden ayrılır.
"O dergiyi ben de okudum." (eşitlik anlamı) (O dergiyi ben okudum --> cümledeki eşitlik anlamı yok oluyor ancak cümlenin anlamı bozulmuyor.)
"Size de bir tablo yapabilirim." (gibilik anlamı) (Size bir tablo yapabilirim --> cümledeki gibilik anlamı kayboluyor ancak cümlenin anlamı bozulmuyor.)
"Okula bir gel de oradan çarşıya gidersin." (istek anlamı) (Okula bir gel, oradan çarşıya gidersin --> cümledeki istek anlamı kayboluyor ancak cümlenin anlamı bozulmuyor.)

"çünkü, zira" bağlaçları: Kendisinden önce gelen cümleyi, kendisinden sonra gelen cümleye bağlar ve cümleler arasında neden- sonuç ilişkisi kurar.
"Düğününüze gelemedim; çünkü hastalandım."
"İpleri sıkıca bağlamalısın zira yıkılacak gibi duruyor."

"madem, mademki, meğer, meğerse" bağlaçları:  Başına geldikleri cümleyi, daha sonraki cümlelere bağlarlar ve cümleye "öyleyse" anlamına gelen bir açıklama katarlar.
"Mademki buraya geldiniz, bir çayımızı için."
"Kitabı okumayacaktın madem, neden satın aldın?"
"Meğer bana söyledikleri hep yalanmış!"
"Meğerse misafirlerimiz yarın gelecekmiş."

"veyahut, veya, yahut, ya da" bağlaçları:  Birbirine denk olan, birbirinin yerini tutabilecek olan iki unsuru birbirine bağlayan, birbiriyle karşılaştıran bağlaçlardır.
"Roman veya öykü, ikisini de okumayı çok severim."
"Kardeşin yahut baban okula gelsin."
"Müzik ya da resim dersini seçebilirsin."
"Akşam veyahut gece yarısı yola çıkarız."

"şayet, eğer, ise" bağlaçları: Kullanıldıkları cümleyi, sonraki cümlelere bağlayan ve şart anlamı katan ya da var olan şart anlamını kuvvetlendiren bağlaçlardır.Bu bağlaçlardan 'ise', ses olayına uğrayarak 'i' sesini kaybedebilir ve kendinden önce yazılan kelimeye birleşik yazılabilir.
"Eğer son soruyu bilseydik, yarışmayı kazanacaktık."
"Şayet paranız biterse beni arayın."
"Bügün güzel yemekler olduğu için yemekhaneye gittik, Ahmet ise bizle gelmedi."
"Ben hızlı hızlı yürüdüm, annemse arkamdan ağır adımlarla geliyordu."
Not: 'ise' sözcüğü bağlaç olarak kullanıldığı gibi ek-fiil olarak da kullanılabilir. Birbirinden ayırmak için eklendiği sözcüğü olumsuz yaparız. Eğer kelime olumsuz oluyorsa ek-fiildir, olmuyorsa bağlaçtır.
"Yola erken çıkar ise yetişebilir." (çıkamaz ise --> ek-fiil)
"Tansiyonu yüksek, ateşi ise normalin üstünde." (ateşimez ise --> bağlaç)

 "öyleyse, o halde, kısaca, demek ki, nitekim" bağlaçları: Eklendiği cümleden önceki veya sonraki cümleleri özet ya da sonuç ilişkisine bağlayan bağlaçlardır. Eklendikleri cümleye özet anlamı katarlar.
"Sınıfta çok ses var; o halde dersi burada bitiyorum arkadaşlar."
"O halde bu konuyu anlamadığını düşünüyorum."
"Öyleyse bu işten vazgeçelim artık."
"Kısaca seninle aynı ortamda bulunmaktan çok memnunum."
"Demek ki onu bugüne kadar kimse anlayamamış."
"Nitekim yapayalnız kaldığını kendisi de anlamıştı." (sonuç olarak)

"yoksa, anlaşılan" bağlaçları: Eklendikleri cümleye olasılık anlamı katan bağlaçlardır.
"Yoksa bu akşam bana sürpriz mi yapacak."
"Anlaşılan yemeği hemen yapamayacak."

"ne....ne de, ya.... ya da, gerek..... gerekse, ister.... isterse, kah.... kah, de...... de, bir... bir" bağlaçları: Cümleye çoğunlukla karşılaştırma anlamı katan bağlaçlardır.
"Memlekete ne seni ne de annemi götürüyor."
"Ya bu odayı temizlersin ya da bir daha buraya gelmezsin."
"Gerek milletimiz gerekse devletimiz bu uğurda her şeye hazırlıklıdır."
"İster bu ceketi istersen yeşil paltoyu alabilirsin."
"Evini de arabasını da çok ucuza satmış."
"Kah gülüp kah aylayarak izledik filmi."
"Bir sen varsın kalbimde bir de o hatıralar."

"bile, dahi" bağlaçları: Eklendikleri cümlede birliktelik anlamını daha çok olumsuz yönde kuvvetlendiren bağlaçlardır.
"Sen bile bana inanmadın."
"Ayakkabılarını dahi unutmuş!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder