10 Şubat 2016 Çarşamba

Mani

Türk halk edebiyatının en yaygın türüdür. Sevgi, ayrılık, hasret, tabiat, övgü, yergi, şehir, askerlik, gurbet, ramazan, aşk gibi hemen her konuda söylenebilir. Çıkış yeri konusunda çeşitli rivayetler vardır ancak genel kanı Rubai'nin etisiyle oluştuğu yönündedir. Bekçiler, sokak satıcıları, niyetçiler, falcılar, yerel sanatçılar, kahvelerdeki açıklar; sıra gecelerine, düğünlere ve eğlencelere, Nevruz ve Hıdrelleze, imeceye katılanlar tarafından söylenir. Bu kişilere manici, mani yakıcı, mani atıcı adı verilir.
Maniler dört mısradan meydana gelir. Dört, beş, sekizve onbir heceli olanları da vardır ancak genellikle yedili hece ölçüsüyle yazılır ve ezgiyle söylenir.  Manilerde tam ve yarım kafiye kullanılır ancak genellikle yarım kafiyeyle yazılır. Uyak düzeni aaxa - bbxb şeklindedir. Üçüncü dizenin uyaksız olması söyleyene büyük kolaylık sağlar. Manilerde ilk iki mısra doldurmadır, konuya giriş için söylenir. Asıl söylenmek istenen son iki mısrada söylenir. 
Maniler, Düz mani, kesik mani, yedekli mani, müstezat mani, karşılıklı mani olarak çeşitlere ayrılır.

Düz mani: Dört dizeden oluşan, yedili hece ölçüsü ile yazılan, aaxa- bbxb uyak düzeni ile yazılmış, halk arasında en çok kullanılan mani çeşididir.

Şu dağlar olmasaydı                      Kaşların ok dedikçe
Çiçeği solmasaydı                         Kirpiğin çok dedikçe
Ölüm Allah’ın emri                        Pek mi gönlün büyüdü   
Ayrılık olmasaydı                          Sen gibi yok dedikçe

Kesik Mani: İlk mısranın hece sayısının diğer mısralardan az olduğu mani çeşididir. İlk mısra yediden az, diğerleri ise genellikle yedili hece ölçüsüyle kaleme alınır. İlk dizede cinas kullanıldığı için 'cinaslı mani' adıyla, ilk dizenin uyak ya da ayak oluşturmasından dolayı da 'ayaklı mani' adıyla ya da halk arasında 'hoyrat' adıyla da bilinir. Dize sayısı dörtten fazla kullanılabilir.

Güle naz                                            Oyarsın
Bülbül eyler güle naz                          Şirin'e Ferhat isen
Girdim bir dost bağına                       Varır dağı oyarsın
Ağlayan çok gülen az                         Ne bende kaldı sevda
                                                         Ne sen eski o yarsın

Yedekli Mani: Dörtlükler halindeki klasik tam maninin mısralarına anlamlı ilaveler yapılarak dize sayısının arttırılmasıyla oluşan manilerdir. Artık mani de denir.

Ağlarım çağlar gibi                            İlkbahara yaz derler
Derdim var dağlar gibi                      Şirin söze naz derler
Ciğerden yaralıyım                            Kime derdim söylesem
Gülerim sağlar gibi                            Bu dert sana az derler
Her gelen bir gül ister                        Kendin ettin kendine
Sahipsiz bağlar gibi                           Yana yana gez derler

Müstezat Mani: Türk edebiyatındaki müstezat nazım şekline benzediği için bu adla anılan müstezat maniler, birinci ve üçüncü mısrasında yedili, ikinci ve dördüncü mısrasında beşli hece ölçüsüyle yazılarak, bir uzun bir kısa dizeden oluşur.

Işık yansa iki ağaç                   Atım yavaş geç geldim
Sönse kömür                          Yollar pek çamur
Sensiz geçen günlerim              Bugün vakit geç oldu
Saymam ömür                         Akşamlar hayır

Karşılıklı Mani: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Genelde soru cevap şeklinde olur. 'Deyiş' de denir.

Erkek                                            Kız

Benim bahtı yarim                          Kapıdan baktı yarim
Gönlümün tahtı yarim                     Su gibi aktı yarim
Yüzünde göz izi var                       Yüzüme göz değmedi
Sana kim baktı yarim                     Güneşler yaktı yarim





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder