Ezelden beri var olan insan ruhunun Allah'tan gelip, dönüp dolaşıp tekrar Allah'a döneceği düşüncesini işleyen şiirlerdir. Çoğunlukla Bektaşi şairleri tarafından söylenmişlerdir. Vakti gelen ruhun yeryüzüne inmesi, burada çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 'insan-ı kâmil'e ulaşarak en sonunda Allah'a kavuşması ile, Allah'tan gelen varlığın Allah'a tekrar ulaşması anlatılır. Yeryüzüne inişin adı 'nüzûl', Allah'a dönüşe de 'urûc' adı verilir.
Bu düşünce 'Ben nebi iken âdem su ile çamur arasındaydı.' Hadis-i Şerif'i ile alakalıdır. Mutasavvıflara göre Hz. Muhammed, dünyada henüz hiçbir şey yokken, ruh halinde ezelden beri vardır.
Ak süt iken kızıl kana karışıp Ben ezelde var idim
Emr-i Hak'la coşup cevlana geldim Ma'şuk ile yar idim
Mâ-i carî ile akıp yarışıp Hak beni bunda saldı
Katre-i na-çizden ummana geldim Alemi göre geldim
Dokuz ay on gün batn-ı maderde Yerdeyim göğe ağdım
Kudretten gözüme çekildi perde Gökten de yere yağdım
Vaktim tamam olup ahiri yerde Âdem donun donandım
Çıkıp ten donundan cihana geldim Cevlanı süre geldim (Yunus Emre)
Hakikat meyinden nûş edip kanıp
Can gözlerim o gafletten uyanıp
Kudretten her türlü renge boyanıp
Bu âlem-i nakş u elvana geldim
Bir zerreyim âfitâbımdan durum
Aşk ile mesrurum kalbi pür-nûrum
Ta ezelden zevk-ı seyre mecburum
Seyr ü sülük edip seyrana geldim (Hüsnî)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder