12 Şubat 2016 Cuma

Devriye

Ezelden beri var olan insan ruhunun Allah'tan gelip, dönüp dolaşıp tekrar Allah'a döneceği düşüncesini işleyen şiirlerdir. Çoğunlukla Bektaşi şairleri tarafından söylenmişlerdir. Vakti gelen ruhun yeryüzüne inmesi, burada çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 'insan-ı kâmil'e ulaşarak en sonunda Allah'a kavuşması ile, Allah'tan gelen varlığın Allah'a tekrar ulaşması anlatılır. Yeryüzüne inişin adı 'nüzûl', Allah'a dönüşe de 'urûc' adı verilir. 
Bu düşünce 'Ben nebi iken âdem su ile çamur arasındaydı.' Hadis-i Şerif'i ile alakalıdır. Mutasavvıflara göre Hz. Muhammed, dünyada henüz hiçbir şey yokken, ruh halinde ezelden beri vardır.

Ak süt iken kızıl kana karışıp                                  Ben ezelde var idim
Emr-i Hak'la coşup cevlana geldim                         Ma'şuk ile yar idim
Mâ-i carî ile akıp yarışıp                                         Hak beni bunda saldı
Katre-i na-çizden ummana geldim                           Alemi göre geldim

Dokuz ay on gün batn-ı maderde                           Yerdeyim göğe ağdım
Kudretten gözüme çekildi perde                            Gökten de yere yağdım
Vaktim tamam olup ahiri yerde                               Âdem donun donandım
Çıkıp ten donundan cihana geldim                          Cevlanı süre geldim  (Yunus Emre)

Hakikat meyinden nûş edip kanıp
Can gözlerim o gafletten uyanıp
Kudretten her türlü renge boyanıp
Bu âlem-i nakş u elvana geldim

Bir zerreyim âfitâbımdan durum
Aşk ile mesrurum kalbi pür-nûrum
Ta ezelden zevk-ı seyre mecburum
Seyr ü sülük edip seyrana geldim (Hüsnî)
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder